Bebeklik döneminin ilk anlarından itibaren, çocuklar dünyayı keşfetmek için inanılmaz bir doğal potansiyele sahip olup, doğumdan 4 yaşına kadar yoğun bir nörolojik dönüşüm geçirirler. Etraflarındaki dünyayı görüp, duyup, hissedip koklayıp tattıkça, beyinlerinde her bir saniyede milyonlarca yeni bağlantı işlenir ve en hızlı öğrenme bu sırada meydana gelir.

Öğrenme doğumdan itibaren gerçekleşiyor olsa da, yaratıcılık, eleştirel düşünme, iş birliği ve problem çözme gibi daha karmaşık, üst düzey becerilerin nasıl geliştiği merak konusudur. Genellikle gözden kaçan ve beceri odaklı gelişimi destekleyen en etkin öğrenme yolu oyundur. Çocuklar öğrenmek için oynamaz, oynarken öğrenirler. En az sınırlandırmayla keşfetme özgürlüğü veren oyundan, daha yönlendirilmiş veya yapılandırılmış olanına dek geniş bir yelpazede deneyim sunan oyun, öğrenmenin iskeletini oluşturur.

Bu iki güçlü kavramın birbirini tamamlamasından doğan "Öğrenmenin 1001 Oyunu," zengin içeriğe sahip kutusu ve 6 saatlik yetişkin eğitimi ile sizlerle buluşmaya hazır! Gündelik yaşamınızda kullandığınız birçok ıvır zıvırın öğrenme yolculuğunuzu nasıl zenginleştirebileceğine dair farkındalık kazanmaya hazır mısınız? “Az, çoktur” dedirten bu kutunun kahramanı ise 6 Tuğla seti!